Şubat 28, 2012

Güneş'e doğru

Yazmak için ya zaman bulamıyorum ya da hep ertelediğim duygularım ve düşüncelerim yüzünden cümle kuramaz hale geliyorum. Evet bugün bir şeyler yazabilirim...
Hep bu melankolik hallerim,garip hayallerim ve fonda çalan yeni bestem yalnızlığın dibi. Her şeyi abartan halim,enteresan psikolojim yüzünden kendime dert edinir oldum iyice. Vücudum bile tepki vermeye başlar oldu bu duruma. Böyle bi nefes daralmaları,baş dönmeleri. Ani tepkiler veriyorum etrafımdakilere,şaşırıyorlar. Kime ve nasıl anlatayım derdimi ya da nerden başlayım hiç bilmiyorum. Yatağıma uzanıp da kendimle konuşmaya başladığım anlarda rahatlayabiliyorum sadece. Sürekli yalnız olmak da çok iyi gelmiyo bana. Ama bazı şeyleri paylaşma isteğimi kendimle gidermem gerekiyor sanırım. Gözümü kapatınca çooook uzaklarda buluveriyorum kendimi. Her şeyden,herkesten uzakta. Sağımda devasa ağaçlar,solumda dalgalı bir deniz. Önümdeyse upuzuuun bir yol. Yürümeye devam ettikçe güneşe yaklaşır gibi oluyorum sanki. Koşmak istiyorum. Artık güneşe kavuşup buzlarımı eritmek,çeşit çeşit renkleriyle kendimi ve hayatımı renklendirmek arzusu beliriyor içimde. Ama ne koşacak gücü bulabiliyorum ne de içimdeki soğuğu dindirebiliyorum.
Şimdilik bunun hayalini kurmakla idare ediyorum. Hep bi şeylerle yetinmek de benim tarzım işte.


Şubat 14, 2012

14 Şubat,Mart,Nisan,Mayıs...

Nedir ki 14 Şubat ? Rant elde etmeye çalışan birkaç kişi ya da kuruluşun ortaya attığı çok gereksiz ve diğerlerinden hiç de bir farkı olmayan bir gün. Dünden beri ' Bugün ayın kaçı ya ? ' diye gezmem de bugünü hiçbir şekilde önemsemediğimin bir göstergesi sanırım. 14 olsun,15 olsun,28 olsun ne farkeder ki. Benim için mutluluğun tam anlamıyla yaşanılacağı gün umutlarımın yeşereceği,özlemlerimin biteceği gündür. Kırılan kalplerin tamir edileceği,huzura kavuşulacak olan gündür. İlla ki sevgililer günü olsun diyorsanız da,dualarımın kabul olacağı gün bugün olsun diye bir dileğim olur. Artık güneş açsın,yarım kalan güzellikler tamamlansın,bitmeyeceğine tüm kalbimle inandığım hiçbir şey son bulmasın ve sevdiklerim,değer verdiklerim hep benimle olsun. Yanlış anlaşılmalar ortadan kalksın,gözler artık gülmekten ağlasın ve çalan telefondan sıcacık bir merhaba sesi duyulsun. 
Bugünden beklentilerim de budur. Dahasında da ne gözüm var ne de gönlüm..

Benim için günün en anlamlı fotoğrafı da budur. (Görebilene..)






Şubat 08, 2012

Geç Olmadan






"Mutsuzluğum sonsuza kadar sürer."
Vincent van Gogh, ölmeden önce yatağında yatarken...


Öylece baka kaldığım resimdir kendisi. Yüz hatlarıyla,gözlerindeki derinlikle,duruşuyla çok şeyler anlatıyor sanki bana. Çaresiz,karmakarışık,allak bullak bir hayatı çağrıştırıyor. Artık sonuna gelmişsindir. Keşkelerin vardır,pişmanlıkların,hüzünlerin,hataların.. Hepsi son bulmak üzeredir. Belki de pek de alışkın olmadığın mutluluğun merhaba deme şeklidir sana bu son. İyi mi kötü mü kararsız kaldım aslında. Geriye dönüp bakabilmek için az bir zamanın var. İstediğin kadar baksan da hiçbir şey değişmeyecek. Gidenler geri gelmeyecek. Hayallerin gerçek olamadan sönüp gidecek..
Belki de en iyisi gerçekten içindeki seni dinlemek. İnsanların ne diyeceğini ya da çevreden gelen sert bakışları görmezden gelip,o an olmak istediğin yerde,olmak istediğin şekilde olmak lazım. Tek bir adım kalmıştır aslında istediklerine ama mutlu olmak korkusuyla geri durursun. Bu resme bakınca içimden kilometrelerce yürüyebilmek,binlerce adım atmak geldi nedense. Her nedense.. Ya da her neyse..