Ekim 24, 2011

Günaydın..

 Aldatmak! Fikren ya da bedenen ne farkeder. Lanet olası bir kelime ve mide bulandıran bir eylem bence. Kimi aldattığın,ne söylediğin,ne yaptığının pek de bir önemi yoktur. Yaptığın insanlık dışı bir şeydir ve kabulü söz konusu olamamalıdır. Sanırsın ki masumdur,her şey yolundadır,seninleyken gözleri güler,hep sevdiğini söyler falan filan. Solan yaprakları değil de açan çiçekleri görüyorsundur. Batan güneş değil de her sabah doğan güneş huzur veriyordur sana. Umut etmek istersin delice. Güzel günlerin seni beklediğini umut edersin. Herkes güzeldir,her şey iyidir,herkes mutludur sen mutlu olduğunda. Daha doğrusu gözünün önündeki o tozpembe perde sana böyle gösterir hayatı. Sonra birden bir şey olur ve uyanırsın. Gözlerini açtığında ilk gördüklerin hep bulanıktır. Gözyaşların engel olur gerçekleri görmene. Hayatın asıl renkleri siyah ve tonlarındadır. Açan çiçeklerin gün gelip solacağını,doğan güneşin mutlaka batacağını ve umutlarının asla karın doyurmayacağını öğrenirsin. Ayağa kalkmak istersin tutunacak bir dal bulamazsın. Olduğun yerde öylece bir başına kalırsın. Hayat hiçbir zaman adil değildir ama sen bunu çok geç farkedersin. 
Güven.. Artık sana hiçbir anlam ifade etmeyen bir sözcüktür. Kime nasıl güveneceğini bile bilemezken,etrafına saldırmaya başlarsın. Herkes suçludur senin bu hale gelmende. Bilmezsin ki asıl suçlu kalbindir,sensindir. İstesen o perdeyi aralayıp,hayattan kopmamak senin elindedir. Söylenenleri dinlemediğin günlerin pişmanlığı artık hiçbir şey ifade etmez. Çok geç kalmışsındır ama kalkman gerektiğini farketmez zorundasındır. 
Yeniden hayata döndüğündeyse,kaybetmek üzere olduğun gerçek insanları görürsün. Bir daha yapmaman gereken hataları ve geçmişin orada,tam arkanda kalması gerektiğini anlarsın.
Teker teker sönen ışıkları yakarsın. Ayağa kalkarsın. Yeni bir yol çizmek zorundasındır ve bundan sonrası için kendi başına ayakta durman gereklidir. Şöyle bir doğrulup ne hale geldiğini gördükçe nefret duygusu çöker içine. Her şeyi elinin tersiyle itersin ve bundan sonra hayatının milattan öncesine geri dönüp,orada bıraktığın hayata tutunursun. Artık kendi hayatına geri dönmüşsündür ve olman gerektiğin yerdesindir. Mutlu olmak zorunda değilsin,şükretmeyi bil yeter..






Ekim 22, 2011

Sevgi İçimizde ^.^

          Bir daha asla! Hem heves yok içimde,hem de gücüm kalmadı artık. Kendini tekrarlayan olaylar kabak tadı vermeye başladı. Ama suç bende arkadaş. Neden yeniden aynı şeylerin olacağını bile bile kalbinin dikine dikine gidersin ki ?! Oysa ki en başında çizilmişken gideceğin yol ve sonunda karşıya geçmek istersen çarpılıp öleceğini bilirken,derdin nedir ki yine aynı yola girersin.. Düşe kalka öğrenilirmiş hayat tamam ama bi daha aynı hataya düşersem rica ediyorum kaldırmayın beni,hakediyorum yerde kalmayı. Ama yok bundan sonra cidden. Artık daha temkinli adımlar atmam gerektiğinin tam anlamıyla farkındayım şu sıralar. Hayatın pembe ve tonlarında olmadı bi gerçek. 'Ya siyah varmış ya da beyaz.' Griler girince işin içine sıkıntı. Ne olduğunu,kim olduğunu sır gibi saklayanlara sesleniyorum burdan. Neyseniz öyle gelin lütfen. Artık kimseyi tanımak için çabalamak istemiyorum. Kafamda sürekli komplo teorileri kurmaktan bıktım sanırım. Çok düşünmekten beynim sündü resmen,kafamın içinde çalkalandığını hissediyorum. Ne b*ktan işlermiş böyle ya.
          Bana yetecek kadar güzel yürek var yanımda. Yenilerine kapalıyım uzuuuunca bi süre. Yeni biriyle tanışıp ' * ben ' demek bile istemiyorum bugünlerde.
          Valla doğruymuş bazen gülüp geçtiklerim. Artık buna şiddetle inanıyorum. Ne varsa insanın gerçekten şuan sahip olduklarında var. Gücüm de,sevgim de,güvenim de onlarda saklı,tabi onlar da bende.

Seviyorum sizi küçük dünyamın kocaman yürekleri. (kalp) :)