Aralık 30, 2011

Çöküş

Uçsuz bucaksız bir deniz. Kendi halinde,durgun,dalgasız.. Ama ben ayağımı suya soktuğum anda köpüren deniz. Her dalgasıyla beni boğup,alabora edebilmek için çırpınan hırçın deniz. Ne istersin benden. Bıraksan da sularında biraz serinlesem. Tuzun yaksa gözlerimi ama dalgalarınla beni dövmesen. Karşında dimdik durmaya çalışan ben,yediğim her darbeyle biraz daha dibe çöküyorum. Nefes alabilmek için çırpınırken,nefessiz kalıyorum. Tam diyorum ki bu koskoca deryaya bıraksam dertlerimi,hüzünlerimi. Alsa götürse uzak diyarlara.. Ama bir de bakıyorum ki derdime dert ekleyen deniz,kabul etmiyor beni,sarıp sarmalamıyor kucağında..
Dibe çöktükçe adım atamaz hale geliyorum. Bağlıyor elimi ayağımı azgın dalgaların. Beni yok etmeye çabalıyor. Eriyip tükeniyorum sanki her nefes alışımda.. 
Ey koca derya! İstediğin canımsa,al canımı. Ama söküp alma yüreğimi yerinden. Bırak onunla karışayım sularına..  Sen ki kimseye ihtiyacı olmayan,istediğin canı alıp,istediğin canı veren. Ne istersin benden. Bırak kırık dökük kalbim atsın. Akan her gözyaşım,derin sularına karışsın..

İnsanın toprağı aşk şebnemi ile yoğruldu.
Cihanda yüzlerce fitne hasıl oldu
Ruhun damarına aşkın neşteri vuruldu.
Ondan bir damla aktı ve ona da "gönül" adını verdiler.



Aralık 25, 2011

İyi gelir..

Every time I look above I see and learn and know there's something waiting for me..



Aralık 13, 2011

Sinyal yok!

Ya benim hatlarımda bi sorun var ya da yağmurdan dolayı genel hatlar problemli. Ya ben demek istediklerimi anlatamıyorum ya da kelimler bilinçsizce saçılıyo etrafa öylece. Biraz tebessüm ya istediğim,başka bi şey değil ki. Neden yanlış anlaşıldığım konusunda da pek bi fikrim yok aslında. Nedir bu tavırlar ? Acaba nerde yanlış yapıyorum ? Doğuştan gelen bi sorun mu bu bendeki yoksa son günlerde mi böyle dengesizleştim bilemedim. Birileri bana bu soruları cevaplasın. Çok rica ediyorum. Saygılarımla.

Aralık 10, 2011

Tebessüm :)

Böyle 6-7 yaşları arasındayım henüz. Üzerimde mavi bir önlük. Beyaz fırfırlı çoraplarım. Kıvırcık saçlarıma kurdela takmış annem. Siyah rugan ayakkabılarım. Sırtımda mavili pembeli çantam. Göğüs kafesimden çıkacakmışçasına çırpınan küçücük kalbim. Defterlerim,renkli kalemlerim,kokulu silgim,kırmızı renkli kalem açacağım ve bir de ben. Sağ elimden annem tutmuş,sol elimden babam. Güneşi ilk kez görmüşüm gibi alıyor gözümü,o denli parlak. Tatlı bir esinti var,ılık bir eylül sabahı. Ağlamayacağıma dair verdiğim sözlerim.
Hayat yolunda ilk emeklemeye başladığım zamanlar aslında. Daha önce yürüdüğüm yolların hiçbirisi yok. Yeni öğrenicem arkadaşlığı,paylaşmayı,kıskançlığı,ağlamayı.
Yakama kırmızı bir kurdele takmıştı öğretmenim. Bir şeref madalyası gibi taşıyordum onu. Hayatımda aldığım en büyük zafer gibiydi. Çocukça seviyorduk her şeyi,arkadaşları,öğretmeni,bahçede koşturmayı,düşüp çorabını yırtmayı hatta kanayan dizini annene göstermemeye çalışarak usulca eve girmeyi. Zaman hiç geçmeyecek gibi geliyordu. Hep 7 yaşımda kalacaktım. Kalbim o günkü kadar masum heyecanlarla dolu kalacaktı.
Ama zaman.. Yaramaz çocukluğumu bile dizginleyen zaman.. Kavgalar ettik,taş savaşları yaptık,düştük kolumuzu bacağımızı kırdık,küstük,ağladık. Hep derslerdi bize dert olan. Çok da çalışkan bir öğrenci olmadığımı da göz önünde bulundurursak aslında çok önemli olmasa da yine de sınıfın çalışkanlarını kıskanmamak da elimde değildi.
Derken büyüdük. İlk aşklarımız oldu. Kalplerimiz yerinden çıktı,birer ürkek kuş oldu uçtu. Hep yanyana olmayı öğrendik. Birimiz ağlarsa diğerimiz de ağladık. Birimiz mutluysa,hepimizindi bu mutluluk. Birlikte azarlandık,birlikte aferin aldık. 
Sonra yeni arkadaşlıklar edindik. Yeni okullar,yeni insanlar.. Ama dostluğumuz hep 7 yaşında kaldı. O zamanki gibi tertemiz,içten sevdik birbirimizi. O kalabalıktan geriye kalan bir avuç kişi de olsak,seviyorum sizi 7 yaşımın insanları :)

Aralık 08, 2011

Bana Özel

Akıp giden zamanın ardından,dönüp hatırlamaya çalıştığın kareler birer silüettir artık. Siyah beyaz bir film şeridi üzerinden akıp gider.. Dokunmak istersin anılarına. Durdurun bu filmi diye haykırıp,'keşke'lerini silmek istersin hayatından. Ama bilmezsin ki 'keşke'lerinin eseridir bu film. Kocaman beyaz perde üzerindeki filme,ıslak gözleriyle bakan yalnızca sensindir. Senin için sızlar sadece izlerken. Yalnızca sen bilirsin o anın hayata neler katabileceğini ya da kalpten söküp götürebileceklerini.
Sevincini paylaşırsın,derdini paylaşırsın. Saatlerce anlatır,yeri gelir beraber ağlarsın bi başkasıyla. Ama hüzünler paylaşılamayan duygulardır. Kalbini açıp bakamaz kimse içinden geçenlere. Aslında olduğundan daha farklı göründüğünü farkedemez. Kalbindeki yaraları en iyi doktorlar bile göremez. Kimse dokunamaz hayallerine. Bedenin ve ruhun vardır sadece. Maddi seni görenler,maneviyatını bilemezler. Belki de bu yüzden hüzünlerimiz ve hayallerimiz yalnızca bize aittir. Hayat boyu tamamen sahip olabileceğimiz en büyük değerlerimizdir.
O yüzden zaman zaman hüzünlenmek de güzeldir. Hayalini kurduklarının gerçek olmaması da. Bırak öylece kalsınlar. 'Keşke'lerin değil,birer parçan olsunlar.